4/30/09

Bastardized Rules

Yani piç edilmiş kurallar...

Hiçbir zaman bu oyunun kuralları ile aramız iyi olmadı. Öğrenmeyi, planlamayı, analiz etmeyi, işin detaylarına inmeyi sevmeyen, futbol programında 45 dakika "hocaağğm bak geri aldım, top çizgiyi geçti, geçmedi, hop sar Uğur'cuğum bir daha" işleyen bir memleket için esasen Kural kitabının 1. Maddeleri bile fazla. Yeri geldi NCAA ile NFL'i karıştırdık. Line'da minimum mu 7, en az mı 7, en fazla mı 7, yoksa ortalama olarak 7.1 mi, onu bile toparlamamız zannedersem 2000 başlarıydı. Hal böyle olunca, bazen birileri kurallarda değişiklik tarzı deyince öğürme, kusma ve başdönmesi etkileriyle oradan hızla uzaklaşasım geliyor...

Kural değişikliklerine tamamen karşı olduğum, körü körüne bir yönde gitmek gibi bir isteğim yok elbette. Her ne kadar bu konuda işin özüne sadık kalmayı benimsemiş olsam da, belirli noktalarda ülke şartlarına uyum sağlamak amacıyla geçerli değişiklikler yapılabilir. Ancak bunu yapabilmek için önce halihazırdaki kuralları tam anlayacak , sonuçlarını sebeplerini öncesini sonrasını bilen insanlar gerekli. Bu da - her sene lig , kuralların uygulanışı konusundaki başarılarımızı incelersek - saman-iğne olayına uygun bir gönderme oluyor anca.

Bir dönem head-tackle'lar, don-tackle'lar vardı...Bunlar belki de malzemesiz dönemde konmuş, şu ana kadarki en mantıklı değişikliğimizdi. Oyunu tamamen değişik bir modda oynamamıza, tamamen kendimize özgü bir cezayla karşılık vermiştik. Netekim koskoca NFL NCAA yıllar sonra bunu biden çalarak horsecollar ı getirdi. Biz de yeni birşey bulmuşçasına öğrenmişçesine sevindik. Eli yukardan temas eden her oyuncuya hemen dayadık horsecollar'i....Daha sonraları - bakıldı ki sahalar yetmiyor - sahaların boyunun %10 az olabileceği, 10 yard'ın 9 olabileceğine karar verdik...Çok içime sinmeyen birşey olsa da, özellikle istatistiklerin vs. nasıl olsa tutulmadığı, yard'ların çok öneminin olmadığı, hele hele maç oynayacak saha bulunmadığını gözönüne alırsak...çok da kimin içine sinip kimin içine sinmediği pek bi si...umrumuzda olmaması gerek.

Bunları bir yana bırakıp, bir de dahiyane açıklamaları yanında getiren, oyun işleyişine pek bir fayde etmeyen gaipten gelen fikirlerimiz var..."Kıç ped'i rahatsızlık veriyor, zaten orada fazla duruyor kalksın"...!? Nasıl yani bile demeden oylanıp kabul edilmişti. Sen misin gerizekalı oyuncu sağlığı diyen. "Türk adam gider tekme atar, koşucuya da tripping olsun"...yani hakem tekme ile çelmeyi ayırt edemeyecek?

Kuralları değiştirmek - istisnalar dışında, ki bunlara örnekleri yukarıda verdim - genel olarak işin kolay yolu. Örneğin bu yazıya ilham veren "maç sürelerini kısaltmalı" önerisi. Esasen hakemlerin pozisyonları daha hızlı işlemesini sağlayarak, mümkünse 40 dakikadan daha az bir sürede karar vermesini sağlamak, sürenin düzgün tutulmasını sağlayarak, maçı seyirciler için daha eğlenceli hale getirecek düzenlemeler yaparak, yani kurallarda aslında değişiklik yapmadan da atılabilecek bir adım. Ama nedense maç süresini kısaltmak deyince benim aklıma gelen : "4*30 durdurmasız oynatalım bitirelim abi..."

Değiştirmeyin şunu kardeşim bak hala sen daha TE elini kaldırdı söyledi eligible olduğunu diyosun, rica ederim bi git...

No comments: