9/26/08

Necefli Maşrapa


Bi 5 gün kadarlığına . Anlayana artık...

Trafik belası

Her sabah yataktan kalktığımda kafamda tek bir dert, soru, sıkıntı vs. var. Hayır iş değil, aşk değil, sağlık değil, normal bi insanın kafasında olacak şeylerden hiçbiri değil. Sabah sabah aklıma gelen tek soru : "Ulan bu sabah araba nerde?"

Evin olduğu sokakta sola parketmek yasak. Nasıl bir yasak hala anlayamadım gerçi. Cadde üzerinde 4 şerit yol, yol üstündeki kebapçıların önünde 0.75 şeride iniyor, hiçbir problem yok....millet paso ters yönden geliyor, bi de "yol versene lan" şeklinde selektör yapıyor, yine problem yok. Araba galerileri cadde üstünde kaldırımın anasıyla hallice..yine hiçbir problem yok. Ama neymiş efendim, zaten tek yön olan sokakta zaten kullanılmayacak olan sol tarafa park yasakmış. 

Herifler maşallah ekmek kapısı bellemişler. Her sabah gelip araba çekerlerdi bi ara. Gece geç geldiysem, sağ tarafa ya da arkada park yeri yok. Mecbur sola park ediyorum. Haliyle sabahın köründe "laaan çektiler mi acaba arabayı" diye sabah sabah kalk, git giyin, arabayı soldan al sağa parket, geri gel yat. Yatamazsan - ki olur normal - otur 2 saat işin yoksa. Ha uyuya kaldın, "ulan bugün çekmezler heralde" dedin. O zaman inip de arabayı göremediğinde işin yoksa git arabayı çekildiği yerde bul, cezayı ver, ...hele hele bi de ruhsatta problem varsa adama dil dök yarım saat düzgün bi rüşvetle yırtıyım diye. 

Şimdi artık saolsunlar kendilerini çekmekle de yormuyolar. Gerçi rüşvet kapısını azaltır ama...Hiç arabaya kağıt da koymuyolar "biz size şu kadar ceza yazdık" diye. 3-4 belki 5 ay sonra babamın ofise kağıt geliyo "şu tarihte şurada solda park" Anca o an öğreniyoruz ceza yemişiz. Bi kağıt bırakır insan be? Ulan ben sabah ne yediğimi hatırlamıyorum 3 ay önce nerede olduğumu ne hatırlayayım, neye nasıl itiraz edeyim?

Devletim işini biliyor yav. Kim demiş bu memlekette çalışan kurum, insan yok diye. Yanlış yere yanlış gözlüklerle bakıyosunuz, işini bilen çok. 

Hafıza da zayıf olunca, arabayı doğru yere parketsem bile artık içgüdü oldu. Yine sabah 7'de uyanacağım. Araba sağ tarafta güzel yerde ama..Bunu idrak edene kadar uyanmış olurum yine. Offf...

9/23/08

Narsisizm

Bu sefer birazini çevirerek yazicam...

Georgia University'de yapılan bir çalışmaya göre ("bilimadamlarının yaptığı çalışmalara göre hamamböceklerinin rüya görmediği tespit edildi"!!!) Facebook gibi arkadaşlık-network sitelerindeki kişisel sayfalardan insanların narsistlik seviyeleri ile ilgili tespitler , belirli bir kabul edilebilirlik oranında, yapılabilir-miş. Çok sayıda arkadaşı olan, özellikle güzel profil resmi koyma çabasında olan , çok fazla duvar yazısı olan insanların gerçek hayatta da "quantity over quality" bol sayıda ama sığ ilişkilerle hayatını idame ettiren kişiler olma yüzdesinin yüksek olduğu, buna nazaran daha less - narsist kişilerin normal fotoğraflar ve daha yakın arkadaşlardan oluşan listelerine dikkat çekilmiş.

Keza kişisel web sayfaları da.
Yani "ben burdayım bakın bakın bana bakın" demek bunlara işaretmiş. 

Narcissism is a trait of particular interest, Campbell said, because it hampers the ability form healthy, long-term relationships. "Narcissists might initially be seen as charming, but they end up using people for their own advantage," Campbell said. "They hurt the people around them and they hurt themselves in the long run." 

Makalenin devamı burdaymış

Tabi burda ayrıca belirtmekte fayda var ki, 'It's a New World'. Yani hepimiz artık sanalız sonuçta, normal ilişkiler de net'e taşındı artık. Ve - yazıda da belirttiği üzere - Facebook'ta sayfa açan narsist kardeşlerimin sayısı fazla olacağından, herhangi bir kullanıcının narsist/toplam arkadaş oranı, normal hayatta olduğundan daha yüksek oranda olacakmış. Normal şeyler belki bunlar yani.

Şimdi peki blog var (hatta 2 tane var eskisini sayarsak), facebook var 200+ kişilik, profil resmimi de 200 resim arasından güzel (dikkat çekerim en güzel değil, "güzel") olanını seçerek koyuyorum. Ben de mi yoksa Bürütüz?

Ha , "ne diyon lan sabahtan beri narsist ne, narsisizm ne" diyenler için Sezen Aksu'dan gelsin :

Ah anam lahanam

Eh ulan youtube kapalı ama neyse ki baska siteler var. Super bu herifler..."Koskoca kadın oldun oyuncak ayın hala neden duruyor?" : bu lafı bi yerden çıkarmak için yaratıcılık lazım yaratıcılık öyle sağdan soldan link copy paste edip "blog yapıyorum" diye geçinmeye benzemez bu..Şşşt kime diyorum bak...Alooo.


Herifler reklam mı almış sona ne?  

9/19/08

Big Bang Theory

Arkadaşlar bikaç ay öncesinden bahsettiydi, internetten indirip izlenecek dizi diye...
Komikmiş.

"Guys do not always do things for girls for sexual favors..?"
"Yeah those are guys who have just had sex"

Puhahahh

Davul

Dizi izliyorum gecenin bi yarısı dışardan top atışı, havai fişekimsi bi sesler geldi. Ama tam havai fişek de değil..böyle hafif bi ritmi var, ve havai fişek gibi değil tam.
Ses yakınlaşınca, bi de saati düşününce - pek zekiyimdir - anladım. Davulcuymuş, hani şu ramazan çeşidinden.
O kadar uzakmışım yani.
Oruç tutmuyo musun dedi bugün..."Tutsam herhalde özrü kabahatinden beter gibi bir durum olur" dedim :)
Bazen yerinde bırakmak en iyisi (blog'dan bahsediyorum daha fazla yazacak bişi gelmedi aklımda...)

9/15/08

Sıra sevdalıları

Sabah erken kalkıp İstanbul'a doğru yola koyuldum. Sözde hızlı olsun diye uçarak gidiyoruz ama, uçağı kaçırırım, bi aksilik olur yetişemem vs. vs. korkularıyla maşallah Ankara - İstanbul arasını otobüsle geçme süresine yakın bi süre evden karşı tarafa gitme süresi tutuyor.

Kahvaltıydı, bakınmaydı derken geçtik lobiye beklemeye. Tam anlayamadım ama, uçak bekleme salonunda neden insanlar 30 dakika öncesinden ayağa kalkıp sıraya girerler? Yani...sonuçta aynı uçağa binmiyor muyuz? Erken binince daha iyi koltuklar mı kapıyoruz? Geç binen uçağın bagajına mı konuyor? Uçağın kalkmasına dah ayarım saat var madalya mı veriyorlar "vay bu hazır bak aferin" diye? Ya da gideceğin yere erken mi varıcan önden binince? Hayır sabah sabah strese soktular ulan ben yaydım yatıyorum, insanlar çalışıyor ciddi ciddi sıraya girdi bile diye. Hani tüm bunların bi olası açıklaması bavuları koymak vs. olabilir ama .... yani eninde sonunda bi yer bulunacak o bavula, kucağında bavulla gidecek halin yok ya? Ulan saat de bu arada 08:12 olmuş, nah kalkar bu uçak  vaktinde. (ki vaktinde kalkmadı zaten..)

Ama milletin hakkını yememek lazım yurdumda insanların doğru dürüst sıraya girdiği, birbirinin önüne geçip hakkını yemediği herhalde tek yer havaalanlari olsa gerek. 

İnişte bi taksiye bindim akıllara zarar. Elemana gideceğim yerin kartını uzattım, "oradaki Carrefour'un arkasında" dedim. Herif "Carrefour" u duydu ya, karta bile bakmamış, bi baktım başka başka bi yerdeyiz. Canavarım kartı okumamış bildiği ilk Carrefour'a doğru gitmiş. Bi de geldik abi diyo...Ulan Ankara'da da var Carrefour oraya götüreydin hızını alamayıp...

9/11/08

2008-09 sezonu

Geçen haftaki test antremanı(!)ndan sonra, bu haftasonu artık sezonu açıyoruz. Yazlık keyifleri torbaya koyup tozlu raflara kaldırırken, shoulder-pad'leri, kaskları, topları (gerçi bizim takım sözkonusu olunca tekil : "top" tan bahsedebiliriz ancak ama...o ayrı bi hayıflanma konusu), kramponları günışığına çıkaracağız.

Yeni malzemeler geldi yazın. Geçen seneki malzemelerin %20'sini (iyimser bi tahminle) bizim çocukların kaybetmiş olacağını düşünürsek, çok faydalı olacak bu yeni malzemeler. Bi de kalkmış forumdan "ganküm herkes bana yazsın kimde ne malzeme var bilelim"...Nasıl yani? Bilmiyo musunuz kimde ne malzeme var? Kime ne verdiğinizi...Neyse diyecek birşey yok artık. Sonra "Koç niye Yürüt(eme)me Kurulu diyosun?", "niye Başkanlarla geçinemiyosun"...ulan geçinsem kimbilir neler gelecek başımıza.

--Hayıflanma molası 

Geçen sene finalinde, soldaki fotoğrafta uzatmalarda 14-14 eşitliği yakalamışız. Gündüz başlayan maç gece karanlığına kalmış. İlk ekstra denemesini Kırmızı kullanmış - ve başaramamış. Biz ekstrayı denemek üzereyiz. 2 saniye sonra hurra çullanıp bu ekstrayı alıcaz..topu topu 3 yard...yani yürüsek alırız..ve sonrasında öyle çömelmiş oturduğum yerden fırlayıp koşacağım sahaya, şampiyon olacağız. Sabaha kadar içeceğiz...

Da bilindiği üzere (inan tersi olsa şimdiye CNN'de falan çıkarmıştık kendimizi, yani haberin olurdu) işler böyle gitmedi. Üniversite liginde kazanmış olsak da, pro lig'de kırmızı bu sefer daha iyi oynadı, ve daha önemlisi maçın sonuna kadar asıldı - bizden de fazla. 

Bu sene idmanların geç başlaması, daha tatilden dönemeyen yumurcaklar, iş mevzuları...yaz boyu ağırlığı umursamayan yine aynı yumurcaklar...Okulun - ve kulubun dolayısıyla - idari yapısındaki değişiklikler..umursamayan yumurcaklardan bahsetmiş miydim?. ve Napolyon'un dediği gibi "para, para, para " (lan yoksa ben miydim diyen?)...gibi mevzular sebebiyle seneye biraz sıkıntılı başlıyoruz.

"Oyunlarda değişiklik var mı" mı? Olma mı...Başka başka koşu oyunları ekleyecez bu sene....Hala öğrenemediniz işin "oyunlar" değil "oyuncular" olduğunu.
Hayırlısı olsun...

9/10/08

Yeni blog, yeni naneler, eski dertler

Bi suredir bana hizmet eden MSN spaces yerinden kaçtım sonunda. Sebebi de aslında Google'a olan hevesten daha başka bişi değil : Google Chrome'u indirip kurduktan sonra Google ve araçlarına karşı sempatim iyice bi arttı. Once iGoogle sayfamdaki acilis sayfasi banner'ini değiştirdim :  http://www.google.com/ig/directoryl=en&type=themes&dpos=themes ...günün saatine göre değişen bir capon cay bahcesi resmi var artik. (Aman yasasin!)...
Sonra Google Documents aracılığıyla takım devam, disiplin, kişisel bilgiler gibi gerekli dokumanları hazırladım. #8 ve #9 ile paylaştım. Biraz uğraştırdılar beni ama, eleştiri alıp düzeltmek iyidir her zaman. İlk yaptığım iş - tema değiştirmek - biraz geyik olsa da , bu kısmı gerçekten faydalı oldu.
Bir sonraki adım Picasa'yı da kullanıp, gerektiği yerlerde onu bu blog'la entegre etmek, ve cep telefonundan buraya - veya mail'le - direk post nasıl yapılacağını öğrenmek olsa gerek. De şu anda uğraşamicam. 
(Bu arada az önce Chrome canım benim crash etti...Tamam IE'de crash ediyo da, bu da o kadar az etmiyo birkaç spesifik sitede sürekli hatalar veriyor. Beta'dan çıkartın şunu geliştirin nerde bu devlet?) (Ama iyi tarafı blogspot otomatik olarak bellirli aralıklarla save ettiği için yazının bir kısmı save edilmiş olarak kalmıştı...Ulan resim eklerken götüyse iyi değil...)

Diğer standart hayat işlerine dönersek :
Az önce annem aradı. "Oğlum nasıl gidiyo kilo verme işleri?" diye. Ben de - zaten canım sıkkın bu mevzudaki gelişimsizliğe - utana sıkıla "ya yok bi süredir aynı kilodayım artık pek çok yüklenmiyorum" derken, meğer bizimkinin derdi başkaymış. "Hah iyi iyi sen zaten bayaa kilo verdin yeter bu kadar. Hem öyle kısa zamanda çok kilo vermek akıl karı değil"..?...meğer şu tv, gazetede haberlere çıkan zayıflama kliniğinde ölen kızcağıza ve duruma takmış kafayı. Yahu orda bi kere yalan var. Bi saatte 7 kilometreyi nasıl" yürüyerek" gidiyor bu insanlar? 8 kilometre koşulur anca. Ya yürümüyolar, ya 7 kilometre değil, ya da 1 saat değil. Hesabı kitabı var kardeşim. Onca şey arasında benim de buna takmam zaten ....

MSN'e, MSN'spaces'a, facebook'a hepsine "ja" "nein" yazıyorum ama - en azından beklendiği, ümit edildiği yerden - tepki yok. Kötü batırdık yani bu sefer. İlk başta haksız da değildim belki ama...Başından beri saçmalıyorum zaten dur bakalım napalım biraz daha saçmaliyim...Zaten iletilere tepki verilmesini beklemek de - sildiğimi düşünürsek - biraz bu piyango bileti alan Laz Temel hikayesine döndü. Hani en son Tanrı'nın "ya tamam piyangoyu kazansın istiyorum ben de, söz kazandırıcam ama...daha bilet almadı ki salak?"

Test amaçlı olduğumuza göre..(Virgin Radyo gibin.."test yayınındayız kardeşim"..) manidar bir resim koyalım.