9/15/08

Sıra sevdalıları

Sabah erken kalkıp İstanbul'a doğru yola koyuldum. Sözde hızlı olsun diye uçarak gidiyoruz ama, uçağı kaçırırım, bi aksilik olur yetişemem vs. vs. korkularıyla maşallah Ankara - İstanbul arasını otobüsle geçme süresine yakın bi süre evden karşı tarafa gitme süresi tutuyor.

Kahvaltıydı, bakınmaydı derken geçtik lobiye beklemeye. Tam anlayamadım ama, uçak bekleme salonunda neden insanlar 30 dakika öncesinden ayağa kalkıp sıraya girerler? Yani...sonuçta aynı uçağa binmiyor muyuz? Erken binince daha iyi koltuklar mı kapıyoruz? Geç binen uçağın bagajına mı konuyor? Uçağın kalkmasına dah ayarım saat var madalya mı veriyorlar "vay bu hazır bak aferin" diye? Ya da gideceğin yere erken mi varıcan önden binince? Hayır sabah sabah strese soktular ulan ben yaydım yatıyorum, insanlar çalışıyor ciddi ciddi sıraya girdi bile diye. Hani tüm bunların bi olası açıklaması bavuları koymak vs. olabilir ama .... yani eninde sonunda bi yer bulunacak o bavula, kucağında bavulla gidecek halin yok ya? Ulan saat de bu arada 08:12 olmuş, nah kalkar bu uçak  vaktinde. (ki vaktinde kalkmadı zaten..)

Ama milletin hakkını yememek lazım yurdumda insanların doğru dürüst sıraya girdiği, birbirinin önüne geçip hakkını yemediği herhalde tek yer havaalanlari olsa gerek. 

İnişte bi taksiye bindim akıllara zarar. Elemana gideceğim yerin kartını uzattım, "oradaki Carrefour'un arkasında" dedim. Herif "Carrefour" u duydu ya, karta bile bakmamış, bi baktım başka başka bi yerdeyiz. Canavarım kartı okumamış bildiği ilk Carrefour'a doğru gitmiş. Bi de geldik abi diyo...Ulan Ankara'da da var Carrefour oraya götüreydin hızını alamayıp...

No comments: