1/19/09

Tiyatro

Gültür mültür pek alakam yoktur. Öyle sanatsal takılayım falan dertlerim de yoktur. Ama insanların klasik müzikmiş, operaymış, tiyatroymuş ne anladığını, neyini beğendiğini anlayabiliyorum en azından. Takdir edebiliyorum, aşırıya kaçmadan. Sadece tembelim biraz uğraşamıyorum (klasik müzik ne uğraştır demeyin, çok feci yorar adamı)...

Haftasonu arkadaş tiyatroya gidelim diyince düşündüm, e fena olmaz, değişiklik oluyo. Şimdiye kadar gidip de "ulan nerden geldik bu ..." diye başlayan cümle kurduğum tiyatro..hatırlamıyorum valla..Bi o çok yorgun olduğum ve akşam gittiğimiz tiyatro vardı, onda da sarılıp uyumuştum valla gayet güzel bi tiyatroydu :)

Akün'de Fosforlu Cevriye'ye gittik. Sinema idi eskiden buralar da dutluktu dedim, Tunalı'yı kapatırlardı çok bi bok varmış gibi caddenin ortasında dolaşırdık dedim şaşırdı (sonraki 2'yi demedim içimden geçirdim, ulan yaşım belli olacak çok fazla konuşursam). Selamsız bandosu'nu burada izlemiştim - sonra da çok film izledim ama en iyi Selamsız bandosu'nu hatırlıyorum. Neyse, teker teker "efenim oyun modern anlatımla bilmemneyi harmanlaması.." vs diyemiycem, güzeldi işte. 3 boyutlu olması canlı olması, her kafanı çevirdiğinde farklı bi tarafta farklı birşeyler olması, yani senin gidip kendine göre belirli noktalara dikkat etmen/edebilmen. Farklı farklı mimikler yakalaman. Bunlar güzel şeylerdi, oyunculuk, koreografi vs. vs. de güzeldi herhalde bilmiyorum arkadaşa sorun. Ha bi de bileti son anda gidip gişeden alınca protokol koltuklarında en önde oturduk. Uzansam çelmeyi takabilirdim oyunculardan birkaçına ara ara...

Güzel oldu gittiğim. De zavallım beni entel böcek zannetti, "bi dahakine hangisine gideriz" diye soruyo. Puhahah o kadar da değil! Beklersin biraz bi süre :)

"Tek kişilik şehir" gelmiş ...

No comments: